Bangladeş'te bir çocuk bir kase pirinç yiyor. Amerika Birleşik Devletleri'nde bir çocuk plastik bebekle oynuyor.
Finlandiya'da bir kadın cep telefonuyla konuşuyor. Zimbabwe'de bir adam otomobiline benzin dolduruyor.
Her gün aldığınız ya da kullandığınız ürünleri aklınıza getirin. Bir de tüketim toplumunun 17 milyardan fazla üyesi olduğunu ve bu sayının giderek arttığını düşünün. Aşırı tüketim çoğunlukla çöp boşaltım alanlarının sürekli dolmasıyla balık stoklarının azalmasıyla ve obezitenin artmasıyla sonuçlanıyor. Ama aynı zamanda 28 milyar insan da çok az tüketim yapıyor açlıktan evsizlikten ve yoksulluktan kırılıyor.
Worldwatch Enstitüsü'nün otuzuncu yılında yayımladığı bu özel Dünyanın Durumu nasıl tükettiğimizi neden tükettiğimizi ve tüketime yönelik seçimlerimizin gezegeni ve insan kardeşlerimizi nasıl etkilediğini inceliyor. Fabrika tipi çiftliklerde yetiştirilmiş tavuklardan bakir ormanlardan yapılmış kerestelere ve benzini adeta içen otomobillere kadar satın aldığımız ürünlerin birçoğu son derece zararlı sanayi dallarını destekliyor. Fakat şirketler hükümetler ve duyarlı yurttaşlar bu satın alım gücünü daha az tehlikeli ürünler adil-ticaret yöntemiyle üretilmiş gıdalar yeşil enerji ve yakıt-hücreli araçlar gibi piyasaların gelişmesinde kullanılabilir.
Worldwatch'ın ödüllü araştırma ekibi gıda su enerji tüketim politikaları ve iyi bir yaşamın yeniden tanımını içeren bölümlerle daha az tüketici bir toplum yaratmanın mümkün olup olmadığını sorguluyor ve ardından bunun için gerekli olan koşulları ortaya koyuyor.