Bu çalışmada hem akademik hemde akademik olmayan konular yer almaktadır. Küreselleşme ve post-modernizm gibi akademik dünyamızda çok kimse tarafından ele alınmış konulara olduğu kadar korkularımız yanılgılarımız gibi tamamen bireysel duyguları da dile getiren konulara da değinilmektedir. Şu nokta hemen belirtilmelidir; akademik konuların hiç birisi standart akademik metodolojinin yol göstericiliğinde ele alınmış değildir. Akademik yöntem bizlere konuları / sorunları tartışırken çok zengin bir literatür taramasını öncelikle yapmamızı konuyu tarihsel bakımdan ele almamızı kendi bakış açımızı bu tartışma çerçevesinde sunmamızı salık veriyor ya da zorunlu koşuyor.
Kuşku yok ki bu aslında bilgi üretmenin en güvenilir yoludur. Araştırmacı tarihte nelerin olup bittiğini bilmeden yeninin peşine düşemez. Yine de hem tarihin öğrenilmesi hem de sunulması belki araştırıcı olarak değil de yazar olarak sıkıcı bir uğraş haline dönüşebilmektedir. Yazarlar başkalının düşündüklerini merak ettikleri kadar kendileri de bir şeyler söylemeyi arzulayan kimselerdir.
Yazar aslında sözünü içinde tutamayandır. Bu bakımdan hem başkalarının sözleri hem de kendi sözlerinin dengesini bulmak zorundadır.