Türkiye 11 Aralık 1999 tarihinde Helsinki zirvesinde tam üyeliğe aday olma konumunu kazanmıştır. Dolayısıyla Avrupa Hukuku normlarının Türk Hukukuna aktarılması gerekli hale gelmiştir. Bu tarihe kadar yürürlükte olan 1965 tarihli ve 551 sayılı Markalar Kanunu gerek iç hukuka yönelik yetersiz düzenlemeler gerekse Türkiye'nin taraf olduğu Uluslararası Sözleşmelerle çelişen hükümler içermesi nedeniyle kifayetsiz olduğuna ilişkin eleştirilere uğruyordu. Bu eleştirileri ortadan kaldırmak maksadıyla ve Avrupa Birliği'ne üye olmaya aday bir ülkenin iç mevzuatının Avrupa Birliği'ne üye devletlerin kanunlarıyla uyumlu hale getirilmesini teminen 24.06.1995 tarih ve 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname çıkarılmıştır. Bu KHK marka haklarının Avrupa Birliği'nde geçerli olan koruma düzeyine denk biçimde korunabilmesi için çıkarılmıştır...
Elinizdeki eser hangi işaretlerin marka olabileceği ve mutlak tescil engelleri meselesinin Yargıtay İsviçre ve Alman Federal Mahkemesi ve Alman Federal Patent Mahkemesi kararlan ışığında incelenerek bu konuların aydınlığa kavuşturulması maksadıyla yazılmıştır.