Kapitalizmin bugünkü küresel yayılışı koşullarındaysa insanlık üstelik dünya üzerindeki etkinliğini anlamlandırmak bakımından yalnızca felsefi değil varoluşsal bir sorunla da yüz yüze. Bütün göstergelerin işaret ettiği gibi varlığına dünya çapında bir devrimle son verilmediği takdirde kapitalist üretim tarzı insanlığı ve yerküreyi kendiyle birlikte yok oluşa sürüklemekle tehdit ediyor. Tarihsel bir atılımla kaderine sahip çıkamazsa insanlığın önümüzdeki yüzyılda sermaye boyunduruğu altında yaşamayı sürdürmesi bile iyimser bir öngörü sayılabilir. Doğayı kendini yeniden üretme gücünden daha büyük bir güçle bozunmaya götüren kapitalist üretim yordamlarının bugünkü işleyişi yeryüzünde canlı yaşamın sürekliliğini ve varlığını tehdit ediyor. Bütün yerküreyi kat eden seller yangınlar kuraklıklar; dondurucu soğuklar kavurucu sıcaklar susuzluk toprağın havanın suyun zehirlenmesi ve türlerin yok oluşu ile bütün kıtalarda yaşayan bütün insanlara kendisini bir felaketler silsilesi olarak her gün daha çok duyuran ekolojik kriz uygarlıktan kaçışı değil onu dönüştürmeyi yeni ve daha ileri bir uygarlığa sıçramak için insan-insan ve insan-doğa ilişkilerini bir ve aynı anda değiştirmeyi zorunlu kılıyor. Kapitalizm emek gücüne ya da canlı emeğe karşı nasıl davranıyorsa doğaya da öyle davranıyor: Daha çok kâr için iliğine kadar sömürmek! Ekolojik dengenin süre gitmesi dahi üretim tarzında bir devrimi şart koşuyor: Yaşamak için devrim gerekiyor!
"Hayat Bizi Sosyalizme Çağırıyor"
(Sosyalist Emek Hareketi Politik Bildirgesi)