Yanaklarından süzülen bir damla yaş masaya düştüğünde çayından son yudumu aldı. Hesabı ödeyip garsona yeterli miktarda bahşiş bıraktıktan sonra kalktı sahilde biraz yürümek istedi. Muhtemelen hayatında bir daha göremeyeceği temiz giyimli garsona son bir kez baktı ve yola koyuldu. Demin kendisi itiraf etmişti hayat böyleydi işte. Ne hakla acıyordu kendi kendine? Yıllar evvel sonsuza dek uğurladığı babası evlâdı görebilecek miydi güneşi martıları bir daha? Bu dünyadaki yaşam sürelerini doldurmuş sonra da artık gitmeleri gerektiği için çekip gitmişlerdi başka âlemlere. Hayat bir oyundu hani? Bazı oyunlar tek perdelik bazıları daha fazla... Fakat son perdeyi herkes oynar ve o da oynayacaktı garip ya da hüzünlü olan bir şey yoktu bunda!"