Silah taşımak uzun bir yolculuğa şeytanla birlikte çıkmaya benzer. Şeytan size "Yanından ayırma beni seni belalardan korurum" der.
Ne yazık ki insanoğlu şeytana uymaya eğilimlidir. Evde silah bulundurmanın eve mayın döşemekten farksız olduğunu bilmez. Günün birinde evden biri basar o mayına. Ya kendisi ya eşi ya da çocuğu...
Erkekler bir çeşit giysi olarak görürler silahı. Onsuz çıplak hissederler kendilerini ve de çaresiz. Bir güç aracıdır onlar için silah. Bilmezler ki hapishanelerde cinayetten yatan kadınların yarısı kocalarını öldürmekten yatarlar. Hem de kocalarının silahıyla öldürmüşlerdir kocalarını...
Önce korku imparatorluğu yaratılır sonra da insanlara silahlanması salık verilir. Krediyle silah pazarlar vatandaşına devlet kolayca silah sahibi olsun diye... Gençler özendirilir silaha dizilerde; sorunlarını kaba kuvvetle çözsünler diye... Sadece kendi sorunlarını çözmekle kalmazlar kendi gibi düşünmeyenleri öldürüp ülke sorunlarını da çıkarırlar aradan!
Kadın kaybeder koca kaybeder çocuk kaybeder. Yani toplum kaybeder. Ama birileri hep kazanır.
Maganda bu gerçeği gören bir avuç sıradan insanın "Hep Kazananlar"a karşı verdiği destansı mücadeleyi anlatır. Topsuz tüfeksiz sadece yürekle verilen bir mücadeledir bu.
İnandıkları bir şey vardır bu insanların: "Hep Kazananlar" yenilmez değildir.