Savaş alanı şimdi sessizliğe bürünmüştü. Kızıl kan gölleri toprağı yalayarak yakındaki nehrin sularına karışıyor nehir sanki gün batımını yansıtıyordu.
Artık ne savaş arabalarının tekerlerinin gürültüsü ne çarpışan çeliklerin sesi ne de ölümün eşiğindekilerin çığlıkları bu görülmemiş sessizliği bozuyordu.
Akbabalar uğursuz kanatlarını çırparak aşağıya cesetlerin üzerine doğru süzüldüler...
...ve beslendiler.