Dünyada tehdit algılamaları değişmekte yeni güvenlik politikaları öne çıkmaktadır. Artık tek süper güç konumundaki ABD 11 Eylül sonrasında İslamî terörü hedef alan "Önleyici saldırı" doktrinini ortaya koymuş Afganistan ve Irak'a askerî müdahalelerde bulunmuştur. Irak'taki gelişmeler Orta Doğu'da taşların yerinden oynayacağını göstermektedir. ABD bölge ülkelerini İslamî terörü destekledikleri ve nükleer silahlara sahip oldukları gerekçesi ile kara listeye almış gerilimi daha da artırmaktadır. Listenin başında İran yer almaktadır.
Birinci Körfez savaşından beri ABD Irak'ta Kürt egemen bölgesi oluşturmağa çalışıyor. Irak'ın bugünkü parçalanmış hali sınırdaş ülkeleri nasıl etkileyecektir bilinmez. Yakın gelecekte bölgedeki dengelerin değişeceği ve Orta Doğu'nun yeniden şekilleneceği varsayılmaktadır. Gelişmelere bu açıdan bakıldığında da İran konunun kilit ülkesi olarak karşımıza çıkmaktadır.
İran'ın bölgedeki yeni oluşumlara tepkisini tehdit algılamalarını ve bunların etkisi altında şekillenen dış politikasını anlamamız bunun için de öncelikle ülkenin iç politik dengelerini iyi bilmemiz gerekmektedir. Onun iç dinamiklerini etnik dengelerini çok-etnili yapısının siyasi kararlarına etkisini etnopolitik hareketleri besleyen kaynakların ülke geleceğinde ne tür değişimlere sebep olabileceğini öngörmemiz lazımdır. Etnik milliyetçilik açısından İran ne durumdadır? Bu gelişmeler Ortadoğu'ya ve global politik hesaplara nasıl ve ne ölçüde yansıyabilir?
İşte bu kitap bunlara ışık tutmak amacını taşıyor.