Hatırla Sevgili adlı televizyon dizisiyle birlikte Türkiye yakın tarihiyle yüzleşme fırsatı buldu. Özellikle gençler evlerindeki kara kutunun başında otururken hiç bilmedikleri tarihsel kimlikler ile yüz yüze geldiler.
Evet bu karakutu çok etkili. Bir medya toplumu olduk uzun zamandır. Başka yöntemlerle anlatmakta çok zorlanılan şeyleri televizyondan herkese ulaştırabilmek mümkün artık. Bu durum siyaset için bile böyle. Parası olanlar için elbette. Parası olan partiler artık seçim dönemlerinde propagandalarını boşuna TV'den yapmıyorlar.
Ancak kuşkusuz ki bu yeni tanışma sadece böyle açıklanamaz. Belleksizleştirilen bir toplum var artık. Okumayan konuşmayan örgütlenemeyen; teslim alınmış bir Türkiye... Tüm mücadelemize karşın durum bugün
böyle.
Böyle bir ülkede gerek günün koşulları gerekse de dizinin yapımcıları yönetmeni ve danışmanlarının namuslu tavrı gerçeklere mümkün mertebe yakın durma sorumlulukları izleyiciyi do¤al olarak televizyon karşısına
bağladı. Gözleri yaşlı yumrukları sıkılı kendi tarihimizi seyrettik sanki kendimiz oynarmışcasına.
Bizi bu kadar hüzünlendiren dizi birçok insanı bilmedikleri bir ülkede düşsel kahramanlar izledikleri hissiyle koltu¤a oturttu. Başlangıçta bir nevi Lost kıvamında izlenen dizi giderek Türkiye siyasal hayatına etki yapacak
kadar ses getirdi. Gençler pıtrak gibi meydanlarda boy göstermeye başladı. Önümüzdeki yıllar a¤abeylerinin ablalarının izinden gidecekleri mesajını yaydılar meydanlarda.
Bu kadar belleksiz nasıl oldu bu toplum diye sormamak gerekiyor. Bu anlaşılır bir şey. Toplumun üzerinden silindir gibi geçen askerî darbeler ve baskı dönemlerinden sonra aileler çocuklarının bilmesini istemedikleri hiçbir konuda onları yönlendirmedi. Hatta hayatı mücadele içinde hapishanelerde geçen devrimciler bile çocuk sahibi olduklarında çocuklarını bir ebeveyn içgüdüsüyle korudular. Kendi başlarından geçen kötü şeyleri onların da yaşamasını istemiyorlardı açıktan ya da gizli düşüncelerinde. Böylesi bir duruma karşı bir şeyler yapmak gerekiyordu tüm yaptıklarımıza ek olarak.