Georges Dumezil sürekli olarak bir bilim adamının yapıtlarının arkasında silinmesi gerektiğini söylemiştir. Dolayısıyla da anılarını yazmayı hep reddetmiş ve otobiyografik açıklamalar yapmaya hiç yanaşmamıştır. Bununla birlikte üniversite kariyerinin entelektüel yaşamının kısacası yaşamının öyküsünü anlatmayı kabul etmiştir. Yıllardır insan bilimleri anlamında en güçlü yapıtları vermiş bir bilim adamı olarak selamlanan Dumezil bu yapıtta çalışmaları ve içinde geliştiği koşullar ve bilim alanına getirdikleri konusunda yeni bilgiler veriyor. Türkiye'de geçirdiği yıllardan burada Kafkasyalılarla nasıl tanıştığından özellikle de bir Kafkas halkı olan Ubihlar üzerine çalışmalardan söz ediyor. Bu arada tarihçilere de Yirminci Yüzyıl Fransa'sının düşünce yaşamıyla ilgili tanıklıklar sunuyor. Dostlarından -Pierre Gaxotte'dan Michel Foucault'ya kadar- edebi ve felsefi beğenilerinden gençliğindeki siyasal eğilimlerinden ve daha sonra görüşlerinde meydana gelen değişikliklerden söz etmekten de geri durmuyor. Ama özellikle de uzman olmayan geniş bir okur kitlesini içerik ve oylumu konusunda bilgiler verdiği yapıtlarını okumaya nasıl başlamaları gerektiği konusunda bilgilendiriyor.