Bizler şanslıyız utanz değil onur duyulacak bir tarihe sahibiz ve aydınlarımızın çok öğrenmiş çok öğretmiştir. Belki de salt bu nedenle yitip gitmemiz bir başka deyişle yokedilmemiz öyle sanıldığı kadar kolay olmayacaktır. Şimdi sorun 'kendi' ayakları üzerine basmış 'kendi' varlığını üretmiş 'kendi' sözünü ısrarla söylemiş sanatın gücünü yeniden harekete geçirmektedir. Sanatın kozmopolitizme kaymasının önüne geçmek "bize ait" olan her yazın ürününe sahip çıkmak geleceği bize özgü kurabilmek açısından son derece önem kazanmıştır. Aksi durumda bizi evrensellik ham hayalinin sürüklediği derin bir yokoluş bekliyor.
Bu topraklar verimlidir üretkenliğin sınırlarına henüz varmamıştır. Batı'nın gübresine ihtiyacı yoktur. Batı gübresi bağımlı yapar tekdüzeliği sağlar ve sonunda da kısırlaştırır. Bu toprağın bazı parsellerine alanlarına gübre gerekiyorsa bu toprakların tarihinde bol bol gübre vardır.
Yılmaz Elmas ağabeyimizin "Kitap Yazıları" bu yüzden "bizden" bizim dilimizden bizim sözümüzden olduğu için önem taşıyor okunması ve sahip çıkılması gerekiyor.