Son yıllarda KKTC'nin toprakları haraç mezat yabancılara satılmaktadır. Doğu Akdeniz'de egemenlik kurmak isteyen Amerikalılar İngilizler ve Yahudiler Türklerin ellerindeki toprakları hızla satın alarak adanın Türk nüfusunun Kıbrıs'tan uzaklaşmasına giden yolu açmaktadırlar. Kıbrıs Barış Harekatı ile kazanılmış haklar elden çıkmaktadır. Kan dökülerek alınan topraklar döviz karşılığında yabancılara terk edilmektedir. Böylesine büyük bir sorumluluğun Türk ulusuna ve Türk dünyasına karşı harcamakta olan siyasi kadroların şaşkınlığı ve teslimiyetçiliği giderek umutlarımızı söndürmektedir.
Artık küresel bir sorun olarak çıkmaza saplanmış olan Kıbrıs'ın geleceği ile ilgili olarak yeni bir ulusal politikanın oluşturulmasının zamanı gelmiştir. Her ülke ve emperyal güç kendi çıkarları doğrultusunda bir Kıbrıs politikası geliştirirken Türkiye Cumhuriyeti ve KKTC'yi yönetenlere de benzeri bir ulusal görev düşmektedir. Avrupa Birliği Büyük Ortadoğu ve Büyük İsrail Projelerine karşı Ön Asya'da geliştirilecek olan Türk merkezli ve Türklerin egemenliğini güden yeni bir proje çerçevesinde Türkiye Cumhuriyeti ve KKTC beraber hareket etmelidirler. Türkler kazanılmış haklarını koruyarak kendi projelerini yaşama geçirmek zorundadırlar.