Uzakta çok uzakta bir yerlerde sakinlerinin Aeden diye adlandırdığı bir ada. Orada yüksek bir yaylanın üzerinde kurulmuş bir şehir: Olympos. Şehrin tam kalbinde tuhaf bir kurum; Tanrılar Okulu ve öğretmenleri: Yunan mitolojisinin on iki tanrısı... Görevleri öğrencilerine kentler kursunlar savaşsınlar hayatta kalsınlar dinler icat etsinler veya bilinç seviyelerini yükseltsinler diye insan kitlelerini idare etme sanatını öğretmek.
Halkları peygamberleri her biri kendine has ilahi tarzıyla yaşadığımız dünyadaki ünlülerden seçilmiş (edebiyatçı felsefeci ressam bilim adamı aktrist sihirbaz mucit vb- Proudhon Mata Hari Marilyn Monroe vb gibi) 144 öğrenci-tanrı.
Ama Aeden üzerinde hayat Cennet gibi değildir. Öğrencilerden biri sınıf arkadaşlarını öldürmeye çalışır; bir diğeri Aşk Tanrıçası Aphrodite'e deliler gibi aşık olur ve hepsi de kendi kendilerine dağın tepesinde kendilerini izliyormuş gibi görünen ışığın neyin nesi olduğunu sorar...
Karıncalar Ölüm Kaşifleri ve Melekler İmparatorluğu'ndan (L'Empire des anges) sonra Bernard Werber bizi inançların ve mitolojilerin keşfinde daha da uzaklara götürüyor. Maceranın gerilimin ve mizahın birbirine karıştığı bu olağanüstü destanın sonunda siz de kendinize aynı soruyu soracaksınız:
"Peki ya ben Tanrı olsaydım neler yapardım?"