"Her insanın popüler bir dergideki basit bir test gibi çözülüp gazetedeki bir kupon gibi işaretli yerlerinden dikkatlice kesilerek saklanmayı dilediği anlar olmuştur. O da bunu diledi. Baktı ki sadece istemekle olmuyor yanı sıra bir şeyler yapması gerek o zaman durup düşündü. Gördü ki çözüm önünde: Yazmak..."
Rastgele seçtiği adreslere mektuplar yazan genç bir adam o: Her adrese farklı bir yanını kendisiyle ilgili anlatmak istediği kadarını yazıyor. Mektubun ulaştığı her farklı adreste bambaşka bir hayat bambaşka bir insan karşılıyor onu. Birbirlerini tanımasalar da hikâyeleri kesişiyor. Onu anlatmaya gerek yok bir mektup kâğıdının üzerindeki yazılarla kendisini size anlatacak zaten. Bir gün evden çıktığınızda kapınızda bulacağınız bir mektup kadar yakın size...
İrem Uşar ilk romanı Ayrıkotu ile romancılıkta kendi yolunu çiziyor. Bambaşka insanları ve onların hayatlarını genç kahramanının mektuplarıyla buluşturup hepsinin hayatlarını ayrı birer öykü tadıyla bir roman çatısı altında birleştiriyor.