"Ülkemizin yabancı bir mahkemede yabancı yasalara göre yargılanmasına artık izin veremeyiz. Utanç ya da zafer duygularımızı yabancı kıstaslara göre yapılmış önemsiz karşılaştırmalara dayandıramayız. Anavatanımız geleneklerimiz inancımız ya da kutsal yazılarımız yüzünden ne başkalarından ne de kendimizden özür dilememiz gerekmez. Bütün gücümüz ve gurumuzla anavatanımızın bütün sorumluluğunu üzerimize alıp ülkemizi ve kendimizi aşağılamalardan korumalıyız" diye düşünüyordu Gora.
".... İnsanın yapması gereken tek şey Eski alevler içinde yok olduğunda bütün güzelliğiyle doğan Yeni'yi hayal edebilmektir. Bu kızıla boyanmış göğün ardında boyunduruğundan kurtulmuş bir Gelecek'in parlayan ışıklarını görüyorum. Şimdi şu anda doğmakta olan şafakta görebiliyorum onu. Dinle gelişini haber veren davul seslerini göğsümde duyabilirsin." Gora bunu söylerken Binoy'un elini aldı kalbinin üstüne koydu.
İşgal altındaki bir ülkenin öfke dolu sesidir Gora kendi geleneklerine sırt çevirip yüzlerini Batıya dönenlerin vicdanlarındaki sızıdır. Büyük Hindistan Hayali gerçek olana dek aklını da kalbini de 'Yeni'ye kapatmıştır. Herkes Hindistan'ı terk edip ona hakaretler yağdırdığında bile o kastlarla bölünmüş batıl inançlara boğulmuş putlara tapan ülkesinin kaderini paylaşacaktır. Ülkesinin tutsaklığı bitene dek onun bu gönüllü tutsaklığı bitmeyecektir.
Muazzam içeriği ve zengin felsefesiyle Bengal edebiyatının en görkemli eserlerinden biri kabul edilen Gora kendini arayışın cesaretin çatışmanın ve kendini keşfetmenin öyküsüdür. Gora yeni çevirisiyle okurlarıyla buluşuyor.