İSMİ GÜL ANA
Sessizliğin sırtında koca bir tarih
Nasıl olduysa karşıma İstanbul deniziyle dalgaların çekildiği
İstinye sırtlarında yaslandığı kayalarda durur gibi
Ağır ve vakur haliyle yüzünde duran direnme ateşini kaşlarına saklarken
Omzundaki dağları indirmeye başladı!
Bak kuzum Akın'ım eğilmeyeceksin davanın insanlığına sevgi ve emekle akacaksın
Hani toprağın sahibi kokusunu yalnız bırakmıyorsa
Hani çocuklar büyüsün diye katığa yoksulluk yiğitliği eklenir ya sokağa direnç yüklenir ya
İsmi Gül ana hep eteğinde taşlarla duruyor ellerinde insanlık hamuru nasırlarıyla cesurken
Adım adım yürüdüğü yollara bıraktığı ayak izleriyle bakıyor hâlâ
Ağzından akan insanlık şerbetinde ne yaşadığı acılar ne de korku var
Bir türkünün ilmek ilmek işlenen tadı sanki gelip onun yüzüne konmuş
Sarıldığı sevdasında yıkılmayan heybeti baktığı tarihin sayfasında
Sahte göz yaşlarıyla ihanetin zavallı insanları ki hiç yok!
Yanında küçük yeryüzü çocukları
Alnında umudun yiğitliği var
Anadolu'ya yakışan bir kadının çeşmesinden
Anadolu'ya akan gözlerinin ışığıyla
Yıkanmak bana rüzgar oldu...
AKIN OK
Ekim 2007