"Babamla karşılaştığım o anlar basit kaygılarımın ötesinde gerçekten derin bir tasalanmaya dönüşürdü. Ablak ve şaşkın bakışlarımda ne olduğunu bilmediğim baba kavramını ellerimde tutma çabası gösterirdim ve her defasında bir böcek uzmanın karşısında hissederdim kendimi. Gece düşerime girerdi ve bence her kımıldadığımda sanki beni yakalayıp cam kavanozun içine koyacak her kımıldayışımda bana kendi iç dünyasıyla bakacak ve gözlemleyecek gibi gelirdi. Ve asla ama asla böcek uzmanlığının ötesine geçemedi. Böcek büyümüş ve kavanoz dar gelmeye başlamıştı."
Hesaplaşma günü geldiğinde hesabı göreceği hiç kimse kalmamıştı. Bu anladığında artık her şey için çok geç kalınmıştı.