Bir hazine olarak gönderilmişiz meleklerin secde ettiği makamlara kadar yolumuz var. Kendimiz bir hazine olduğumuz gibi elmadan gökyüzüne Kur'an'dan Peygamber'e oradan Nur Risalelerine kadar etrafımız her an keşfedilmeyi bekleyen sayısız hazinelerle mucizelerle çevrili.
Bize kendimizi kâinat kitabını Kur'ân'ı ve Resulüllah'ı (a.s.m.) anlatan Risaleleri tanımaya keşfetmeye var mısınız?
Bu dünyada rahatlıktan ziyade hakikati arıyorsanız. Varlığın hayatın çokluğun tekliğin ölümün vb. anlamını araştırıyorsanız. Bu uğurda alışılmış ve kalıplaşmış tüm unsurları sorgulamaya kendi çıkmazlarımızı ortaya dökerek üzerine üzerine gitmeye hazırsanız.
Hiçbir gelenekten tabudan şartlanmışlıktan eski bilgilerimizin donukluğundan korkmaksızın.
Sizi bir "ezber bozma yolculuğunda" Risalelerin deryasına dalmada zeki bir muhatap ve müdakkik bir yoldaş olmaya çağırıyorum.
İnsan olmaya özgü duyarlılıkları yüklenerek yola çıkmak olabildiğince zorlu
bir yol arkadaşlığına atılmak demektir. Bu yol arkadaşlığında size bir şeyler öğretme iddiasında değilim. Sadece beraber yürekten içine düştüğümüz
yalanları sorgulayabilmek hakikate doğru olan seferimizde yol kardeşliği
yapabilmek maksadım.
Unutmayın ki Bediüzzaman İhlas Risalesi'nde "Fenâ fi'r-Risale" veya "Fenâ
fi'l-Üstad" demiyor. Sadece "Fenâ fi'l-İhvan" diyor. Yani kardeşlerde fâni
olmak...
Hakikat uğrunda hakikat yolunda olmak bu yolda beraber olmak; hatta
ölebilmek ne güzel...