"Televizyonlarda Cumhuriyet Mitinglerini izliyorum. Kalpak giymiş yaşlılar başları açık kadınlar ağızlarda yetmiş yıl öncesinin marşı; bir özlemi yansıtıyorlar. Korkuyorlar yüz yıl umutla inandıkları ilkelerin ayaklar altına alındığını düşünüyorlar. Büyük öndere koşuyorlar. O'na yakınıyorlar. Çaresizler. 'Ne oldu inkılâbın gençlerine neden okullarda her sabah yineledikleri andı unuttular?' diye sormak istiyorlar. Bir karabasan yurdun dört köşesini sarmış.
Evet günümüzün can alıcı sorusu: Neden yüz yıl önce başladığımız noktaya geri döndük? Niçin bu yüz yıl bir kısırdöngüye dönüştü? Emperyalizm 1919'da Boğaz'a donanması Pera'ya atlı fatihleriyle girmişti. Şimdi ülkemizi en ücra beldelerine kadar ürünleriyle bankalarıyla medyasıyla kültürüyle istila etmiş durumda. Çokboyutlu bir istilaya tanık oluyoruz. Neden? Nâzım Usta bu soruna şöyle parmak basmıştı: '...Cumhuriyet oldu. Velâkin'. Ondan bize kalan 'Velâkin'in peşine düşmek."
Bir İnkılâbın Günbatımı (1908-2008) II. Meşrutiyet'ten günümüze uzanan bir asırlık tarihi "Velâkin"in peşine düşerek ele almakta ve sorgulamaktadır.