Daha önce hiç hissetmediği bir korku beynine saplanmıştı: 'Ölüm korkusu'. Herkes gibi 'ölümün nasıl bir şey olduğu' ya da 'yaşam bittikten sonra nereye gidildiği' gibi sorular değildi Pamir'in kafasını kurcalayan... Ölümün duvara asılı bir takvimde insanların çıplak gözle göremediği bir çarpı işareti oluşuydu. Kendini son derece güçsüz ve aciz hissetti. Yüzünü yıkamak için banyoya gittiğinde kafasını kaldırıp aynaya baktı "Aynadaki Tanrı kırıntısından başka bir şey değilsin sen" dedi.
Aynadaki Tanrı "hayatı kadere mi bırakılmalı yoksa bireyin kendisi tarafından mı çizilmeli" sorusuna cevap arayan tinsel bir roman.
"Anı Koleksiyoncusu" ve sinemaya uyarlanan "Yeni Bir Şiva" kitaplarımızın yazarı Meltem İnan bu yeni kitabında otuzlu yaşlarında büyük çabalar sonucu yarattıkları hayattan memnun olmayan ve emek verdikleri geçmiş yaşantılarını değiştirip yeni bir hayata atılacak cesareti bulamayanların hikâyesini dillendiriyor.
Hayatını tamamen kaderine teslim etmiş bir çağımız kahramanının yaşam dizginlerini eline almasıyla gelişen sıradışı bağımlılığının ve Tanrı'laşmanın sanrısı bu.