"Sadece zengin kurallara farz olan zekat ana malı her ne kadar azaltıyor görünse de hakikatte arttırdığı muhakkaktır. Meyve ağıcı ancak dalları budanıp filizlendikten sonra bol ve kaliteli meyve verir. Zekat da bir nevi malı budama işlevi görür. Zekat verildikten sonra mallar daha çok artar. Fert ve toplum daha çok berekete kavuşur. Sermaye boşalır huzur ve mutluluk yayılır. Kur'an-i Kerim insanlığa zekatın huzur getiren bir unsur olduğunu haber vermektedir.
Zekat toplumundan kazanılan malın yine topluma verilmesinden ibaret bir olgudur. Dağ başında yalnız yaşayan insanın mal kazanması söz konusu olamaz. Belki malı insanlardan kazanır. İşte o insanlardan bazıları belli sebeplerle gözetilmeye muhtaç duruma düşünce onlara kazanılan bu maldan vermek en tabii bir harekettir.
Zekat ferdi olarak yaşanan bir ibadet olgusu olmayıp belki kurumsallaştırılması gereken bir kulluk emridir. Zekatın fert ve toplumda ki ilevinin tam olarak gerçekleşmesi için onun kurumlaştırılması gerekir. Namaz nasıl Cami Kurumu olmaksızın tam olarak ifa edilemezse zekat da zekat kurumu olmaksızın tam olarak yerine getirilemez. Zekat gerçek işlevine ulaştırılıp toplum tarafından yeterince tanınabilirse fert ve toplumların sosyal güvenliğe kavuşacakları ve rahatalayacaklarında giç şüphe yoktur. Mal Allah'ın bereket de Allah'ındır. O'nun emrini yaşayanlar berekete de huzura kavuşurlar."