Son yıllarda kendilerinden söz ettiren genç hikâyecilerin sayısı az değil ama 'genç hikâyeci' denince hemen akla gelen bir ad yok. Daha doğrusu yoktu. Mehmet Saçlıoğlu'nun 1993 yılı 'Yunus Nadi Yayımlanmamış Öykü Ödülü'nü Vüsat O. Bener'le paylaşan kitabını Yaz Evi'ni okuduktan sonra benim için artık öyle bir ad var: 'Genç hikâyeci' denince Mehmet Saçlıoğlu gelecek aklıma. Çalakalem yazanların çoğunlukta olduğu ülkemizde dilin önemini bilen yazdığı her cümle üzerinde titizlikle çalıştığı belli olan bir hikâyeci var karşımızda. Saçlıoğlu bir kültür birikiminden güç aldığı belli olan hikâyelerinde alışılmış hikâyenin sınırlarını zorluyor; zaman zaman gizemli zaman zaman 'humour'a dayanan hikâyelerinde hep yeninin ardında: Yeni benzetmeler buluyor yeni ruhsal durumlar yaratıyor; sıradışı olayları durumları seviyor bunları sıradışı bir anlatımla dile getiriyor. Amacı belli: Aleladeliğe düşmemek dile dört elle sarılmak ò hep edebiyat hazzı vererek... 'Bir Yaz Evi' 'Pencere Önümün Yolcusu' 'Kızım' gibi hikâyelerini okuduktan sonra (Ataç gibi söyleyeyim): "Zarımı Saçlıoğlu için atıyorum."
FETHİ NACİ