Ölüm en çok 57. Alay'a yakışırdı sanki. O alay ki düşmana savaş meydanını dar etmiş nasıl dövüştüğümüzü gören düşman çareyi kaçmakta bulmuştu. Çünkü 57. Alay muharebe meydanında var olmak için ölüme meydan okumuştu. Ölmekle hayat bulacağını çok iyi anlayan kahraman alayımız bu sebepten Arıburnu Çıkarması'nın ilk iki gününde üçte ikilik mevcudunu yitirmişti. Çok iyi hatırlarım; bölüklere kumanda edece subay bulunamayınca tabur imamlarına kumandanlık görevi verilmişti."
Onlar Çanakkale Cephesi'nden sonra yine ateşe atılmak için sekiz haftalık bir yolculuğun ardından Galiçya'ya gittiler. Vatanlarından uzakta savaşmaya mecburdular. Görevlerini hakkıyla yerine getirdiler. Bu görev esnasında Türk ordusu tam 12 bin şehit verdi. Bunlardan 95'i subay 7 bini er idi. Diğerleri ise "kayıp" diye tarihe geçtiler.
Süleyman Nazif'in dediği gibi "Çanakkale bundan sonra bir isim değil bir tarih olacaktır. Galiçya da onun zeyli."
İsmail Bilgin'in kaleminden vatan topraklarından kilometrelerce uzakta savaşan askerlerimizin 57. Alay'ın öyküsü...