Bizim burada tanıtlamaya çalıştığımız şey güzel-olanın estetiğin biricik > olmadığıdır. Estetiğin tüm > kendi bütünlükleri içinde birbirleriyle karşılıklı ilişkileri ve karşılıklı etkileşimleri içinde araştırılmalıdır.
Estetik yalnızca güzel-olanın bilimi değildir; daha kapsamlı daha doğru ve tam olarak dile getirirsek estetik insanın çevresinde yatan insanın pratik etkinliği içinde yarattığı ve gerçekliği yansıtan sanatta saptanabilen tüm estetik değerlerin zenginliğini araştıran bilim'dir.
Bu anlamda estetik gerçekliğin insanlar tarafından estetik özümlenmesinin bilimi olarak tanımlanabilir.
Ancak bu tanımlama bitmiş bir tanımlama olarak görülmemelidir. Çünkü estetik değer taşıyan çok şeyin yanı sıra özel yeri olan bir tanesi daha vardır ki o da sanattır
Güzellik ile sanat arasındaki ilişki sorusu estetik bilimini yararlı olanın siyasal etik ve dinsel- olanın da çözümü gerekmektedir. Bu bakımdan hiç kuşkusuz güzellik ile sanat ya da tam tersine çevirirsek estetik- olan ile sanatsal olan birbirinden görece bağımsız iki ayrı alanı oluştururlar. Ancak bu ikisi öylesine sıkı bir bağıntı içinde bulunurlar ki birisi ötekinden kopuk ele alındığı zaman ikisinin de gerçek özü kavranamaz hale gelir. Bu yüzden sanatsal-olanı estetik- olandan ayıran sanatın özünü çok dar yetersiz tek- yanlı yorumlayan hiçbir düşünür kadar; sanatsal- olanın estetiksel- olandan mutlak bağımsızlığını ilan eden hiçbir kuramcı da sanat ile güzellik arasındaki bağıntı sorununa herhangi bir çözüm getiremez;
Kapıdan kovdukları misafir pencereden içeri girer.
Bu kitabı Aziz Çalışlar'ın Türkçesiyle sunuyoruz.