Bize göre efsaneler en azından bir kendiliğindenliği bir "doğal"lığı insanların bilinçdışında birikip süregelen bir "akışı" ifade ettiğinden tarihten daha "doğru" değil ama tarihten daha "gerçek" bir söylemi dile getirirler. Tıpkı türkülerin "şiir"den "gerçek" daha "sahih" olmaları gibi...
Haydar Kenan Gedikoğlu'nun yıllarca çalışarak derlediği Doğu Karadeniz Masallar Öyküler Söylenceler Destanlar adlı çalışmasını bir de bu açıdan okuyup değerlendirmeye ne dersiniz?