"Soruşturma süresince defalarca siyasi etki yapılmaya bilhassa Akp hükümeti tarafından devam etmekte olan tutukluluğa mani olunmaya çalışılmıştır."
(Deniz Feneri e.v iddianamesinden)
"Hiyerarşinin üst kademeleri talimatı verenler ve asıl suçu
işleyenler Türkiye'de."
(Alman hakim Dr. Johann Müler)
"Türk polisine yazı yazdım ve işbirliği yapmalarını istedim.
Bana 'Bu konuda uluslararası polisiye işbirliğini gerektirecek
bir durum yoktur' diye cevap verdiler."
(Frankfurt Kriminal Polis Şefi Alexander Böhm)
"Bana ne Deniz Feneri'nden!"
(Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin)
"Tayyip Erdoğan ve Adalet Bakanı davayı sordu."
(Almanya'nın Ankara Büyükelçiliği kriptosu)
"Türkiye'dekiler beni ne zaman çıkaracak!"
(Deniz Feneri e.V hükümlüsü Mehmet Gürhan)
Yüzyılın bağış skandalında neden başka bir siyasi partinin değil de Akp'nin adı yer alıyordu? Cumhuriyet'te yıllardır Deniz Feneri'ni Yimpaş'ı Kombassan'ı yazan Aykut Küçükkaya işte bu sorunun yanıtını arıyor. AKP'li isimler ile Deniz Feneri arasındaki ilişkiyi tüm çıplaklığıyla gözler önüne seriyor. Sahi artık her şey ortadayken hala ne bekleniyor? Bu ülkede tüyü bitmemiş yetimin hakkını savunacak bağımsız savcılar nefes alıp veriyor değil mi?