Gök kubbede hoş bir sada bırakmak için kaleme alındığı bilinen mezkur felsefi metinlerin Türk irfanına yapacağı katma değer tartışılamaz.
Mustafa Açıköz yemek yemek ve çalışmak söz konusu olduğunda uçsuz bucaksız imparatorluklar fethetmeye alesta bir iştahanın kalender ve derviş tabiatlı mimarıdır. Öteki eserlerinden tevlit ilminin hazineleriyle bizi taltif eden müellif bu eserle bize kendinin; zaaflarının duygularının marifetlerinin erdemlerinin telaş ve heyecanlarının da kapılarını açmaktadır. Bu eserde kal ve hal örtüşmüş.
Eser için müellifinden evvel söz söylemek erdemi ve sorumluluğu bana düştü. Derim ki: Kendi gök kubbemizi çınlatacak sadalarla bir beyin sörfüne hazır olun bir de acısı tatlısıyla filozofun fildişi kuleden gördüklerini görmeye. İlk sözü söyleyen olmanın onuru ve mesuliyetiyle bir sada işitiyorum; hür ve mahur.
Bilgece ve rindane. Bu vesileyle sadece tarihini öğrenmek ve öğretmek zorunda bırakıldığımız felsefe disiplininin hayatımıza intibakını yaratıcı bir çalışmayla tetabuk ettirip irfan soframızı bir kez daha şereflendiren muhterem Hoca'mıza teşekkür etmek evvela benim vazifem.