Gerçeküstücülük hiçbir zaman bir edebiyat ekolü veya bir sanatçı topluluğu olmamıştır olmayacaktır. O tam anlamıyla ruhun bir isyan hareketi ve dünyayı yeniden büyülemeye dönük kesinlikle yıkıcı bir girişimdir. Yani insan yaşamının kalbine burjuva medeniyeti tarafından silinen "büyülü" uğrakları yeniden sokma teşebbüsüdür: şiiri tutkuyu çılgın aşkı hayalgücünü sihri miti olağanüstüyü hayali isyanı ütopyayı. Veya başka bir deyişle sınai/kapitalist toplumumuzun dar kafalı akılcılığına tüccar zihniyetine alçak mantığına düz gerçekliğine karşı bir tepki ve "hayatı değiştirmeye" dönük ütopyacı ve devrimci bir özlemdir. Gerçeküstücülük 1924'te başlayan fakat son sözünü söylemekten uzak olan hem entelektüel hem tutkulu hem siyasi hem sihirli hem şairane hem hayalci bir maceradır.
Eğer dünya gerçek bir çelik kafese dönüştüyse gerçeküstücülük özgürlüğe kavuşmak için onun parmaklıklarını kırmamızı sağlayacak büyülü çekiçtir. Eğer burjuva medeniyeti evreninin ta kendisiyse yani akılcı hesap ruhunun medeniyetiyse gerçeküstücülük bu aritmetik örümcek ağının iplerini kesmeyi sağlayan keskin hançerdir.
Bu kitapta bir araya getirilen denemeler konuları "tarihsel" de olsa güncel de gerçeküstücülüğün fikirlerinin değerlerinin mitlerinin ve hayallerinin güncelliğini gösterme niyetini taşımaktadır. Bu denemeleri baştan sona kat eden kızıl ve kara iplik her daim yakıcı olan devrim meselesidir. 1727'den beri astronomlar için devrim bir cismin kendi ekseni etrafında dönmesidir. Gerçeküstücülük açısından devrim bunun tam aksini ifade eder: Batı medeniyetinin kendi etrafındaki monoton dönüşünü durdurmak bu ekseni sonsuza dek kırmak ve bir başka hareketin bir tutkulu çekim medeniyetinin serbest ve uyumlu hareketinin imkânını yaratmaktır. Devrimci ütopya bu hareketin müzikal enerjisidir.