Katıksız bir hümanist olarak tanınan Antonis Samarakis bu özelliğini tüm eserlerine kuvvetli bir şekilde yansıttı. Yazarın konu edindiği ana karakterler her zaman "sıradan insanlar" oldu. Geçen yüzyıl insanlarının tüm açmazlarını ahlaksal ve moral çöküntülerini yaşadığı çırçıplak yalnızlığını ve ezilmişliğini eserlerinde bıkmadan işledi durdu. Dilindeki satirik üslup ise hiç vazgeçemediği bir diğer özelliğiydi. Bu yolla anlatılan acı yüklü öyküler bir yandan okurun yüreğini burkarken diğer yandan da acı acı gülümsetti.
A.Samarakis'in en son kitabı "Kontra"daki öykülerin de bütün bu sayılan özelliklerin tümünü içinde barındırdığı görülüyor. Örneğin Yunanistan Emniyet Örgütü'nde çalışan jandarma eri Panayotis Pandelopulos amirlerinden sürekli duyduğu "Kes sesini be!" azarını savunmasında kendisine düstur ediniyor.
Mahalle berberi Fondas'ın; Yorgi'nin yüzünü ters-yön tıraş edip giderken usturası gibi çenesi de durmadan işleyerek neler anlatmıyor neler...
Çok sevdiği annesinin ölümünün ardından Yorgos çeşitli araçlarla intihar etmeye çalışıyor sonunda boğazına tıkanan şamfıstıkları yüzünden boğulmak üzereyken...
Yunanistan'ın önemli yazarlarından birisi olan A.Samarakis'in "Kontra"daki öteki öyküleri de komşu ülkedeki insan manzaralarını doyasıya seyretmemize olanak tanıyor.