Böylesi hadislerden böylesi insanlardan uzaklaşarak sadece toprak ve hayvanlarla uğraşmak gayesiyle köyde yaptırdığım eve taşınmıştım. Benim için yeterince geniş olan bu evde biraz rahatlayacağımı üst kattaki çalışma odamda kenlimle başbaşa kalacağımı umuyordum.
Fakat olmadı!..
Karşı dağlara baktığım zaman dağları değil dağların arkasındaki şehirleri ve bu şehirdeki insanları görüyordum yine!..
Susmayı seven ve susma orucuna niyetlenen ben kalabalıklar arasında sıkışmış bir insan gibi inlemeye ve bu inleyişleri birer fısıltı halinde cümleler döndürmeye başlıyordum!..
Bahçemdeki hayvanlara bakıyor ve onlar gibi gamsız onlar gibi tasasız olmak sitediğim zamanlar bütün hayvanların bana baktıklarını ve ağızlarını açarak Ama sen hayvan değilsin ki!?" dediklerini duyuyordum.
Hayvanlar doğru söylüyordu!..
Yaratılış gayelerini hakkıyle yerine getiren bu tertemiz hayvanlar bana bir insan olduğumu hatırlatıyorlar ve kendilerini örnek alarak benimde yaratılış gayemi yerine getirmemi istiyorlardı!..
Bana bu muhteşem nasihati herhangi bir hoca herhangi bir alim yapsa sanırım bu kadar etkili olmazdı. Bunun anlamlı nedenini aynı nedenle yazdığım bu kitab çalışmasının içinde ve özellikle sonuç bölümünde daha iyi anlayacaksınız.