Divriği bir mucizedir. Sanat tarihinde eşine az rastlanır bir mucize. XIII. yüzyılda Mengücekoğlu beyi Ahmed Şah'la eşi Turan Melek'in uzak ve sapa Anadolu kendi Divriği'de inşa ettirdikleri cami-şifahane ikilisi eşsiz bir mimarlık ve bezeme şöleni sunuyor yedi yüzyıl ötesinden günümüze. Döneminin sanat kurallarına kafa tutan özgün bir dışavurum; alabildiğine özgür bir betimleme coşkusu; çağları biçemleri aşan olağanüstü bir taş ustalığı... Divriği'de adı unutulmuş bir yontucunun insanlığa armağan ettiği bu güzellik bu coğrafyada tek ve benzersiz olma niteliğini bugün de sürdürüyor.
Doğan Kuban Divriği Mucizesi'nde Divriği Ulucamisi ve Şifahanesini tarihsel toplumsal sanatsal çerçeveleri içinde ayrıntılı bir biçimde ele alıyor ve dünya sanat tarihinde gözden kaçmış bir başyapıta yeniden dikkatleri çekiyor.
Yontucu ressam Ali Teoman Germaner'in Divriği bezemelerinden yola çıkarak gerçekleştirdiği özgün baskı-çizimler Ara Güler ve Murat Germen'in fotoğraflarıyla zenginleştirilmiş Divriği Mucizesi Anadolu sanatının bu eşsiz doruğunu yeni bakış açılarıyla bir kez daha gün ışığına çıkarıyor.