"Neden başka insanlarla ilişki kurmaya çalışırız?" "Yaşamının yönünü belirleyecek akıllı ve bilinçli seçimler yapmaya yetkin olan biz neden başkalarına ihtiyaç duyarız?" "Neden her ilişki aynı anlamı taşımaz?" tüm bu sorulara verilecek cevaplar aslında yaşamımızı yönlendiren temel değerlere ilişkin birer ipucudur.
Doğumdan ölüme kadar başkaları ile birlikte yaşama durumunda olan bizler çevremiz ve ilişkilerimiz ile bir bütün olur her ilişki içinde kendimizi sürekli yeniden tanımlarken geliştirdiğimiz ilişkiler ile varlığımızı sürdürme ve temel ihtiyaçlarımızı karşılama olanağı buluruz. Bu nedenledir ki tüm kişilerarası ilişkilerimizde temel olan anahtar kelime "ihtiyaç"larımızdır. Kimi ilişkiler sevgi ve güven ihtiyacımızı karşılarken kimi de güç ve statü ihtiyacımızı karşılamaktadır. Bu ilişkimizi "kişisel" ya da "kişisel olmayan ilişki" olarak değerlendirmemize göre değişmektedir.
Gelişen ve hızla değişen dünya içinde ihtiyaçlarımız arayışlarımız ve ilişkilerimiz sürekli değişmektedir. Ancak her ne olursa olsun tüm ilişkilerde değişmeyen beklentimiz "varlığımızın fark edilmesi kabul edilmek ve onaylanmak" tır. Yaşanan tüm kişilerarası problemlerin kaynağında bu beklentinin karşılanmaması yatmaktadır.
Bu kitapta kişilerarası ilişkilerin doğasına dair kuramsal temeller ile kişilerarası ilişkilerin başlatılması sürdürülmesi ve sağlıklı şekilde noktalanabilmesinde etkili olan faktörler ele alınmıştır. Özellikle kişisel geçmişin yaşandığı kişiliğin temel boyutlarının geliştiği belli bir takım kişilerarası davranış ve kalıpların kazanıldığı aile ve aile içi ilişkiler; ailenin değerlerini ve davranışlarını etkileyen yakın sosyal çevre kültürel ve ulusal değerler kişilerarası ilişkiler açısından tartışılmıştır. Ayrıca bu kitapta kadının ve erkeğin kişilerarası ilişkileri anlamlandırma ve yaşamalarındaki farklılıkların nedenine dair küçük ipuçları yer almaktadır. Bu kitabı okuduktan sonra kendinizi ve diğer insanlarla olan ilişkilerini gözden geçirecek ilişkilere dair yeni bir bakış açısı elde edeceksiniz.