Janset Karavin Gordostol'da gerçekleşen bu hırsızlık hikâyesini sizlere anlatmak için kendi sesini kaça bölmüşse Boğaz İstanbul'u o kadar parçaya böler. Karavin'in zamanla hesaplaşması anlatıcının kendi altbenliğiyle çatışması Gordostol sakinlerinin herbirine ayrı bir düş kurduran soygun projesi bu karşı-roman'da birleşiyor. Afife Sarı Tilki Jack Bell Seyid Ali Bektaşi Sırrı Rojda Ahfeş ve bu masalın tüm diğer kahramanları hayatlarına ve ölümlerine yazarın zihninde devam ederlerken Mesih bize Galatı Aşk'ta bir perde aralıyor seyreylesin gözler diye temaşayı... Bu seyirlik öykü aynı zamanda Karavin'in dünya haline bakışı Doğu'yla Batı'yı sorgulayışıdır yazarın deyişiyle 'ne kadar Marlene Dietrich ise bir o kadar da Gülşen Bubikoğlu'dur.'
'Ceziret'ül-Hadra surlarını aydınlatan o yalabıklar Endülüs'ten Rönesans'a sütunlarda kemerlerde kubbelerde bırakacağı silinmez izler misali Frenklerin düşlerinde zihinlerinde eserlerinde insanlığı aydınlatacak gel gör ki kendilerini ışıyamayacak o ışık olacaktı. O ateş ne de göz kamaştırıcıdır Kastilya Kraliçesi'nin Endülüs meydanlarında insanlığın onurunu yaktırdığı ateşin öfkesinin karanlığı yanında!'
'Bütün postaları kucağına alır tükenmez kalemini ceketinin iç cebinden çıkarıp keçi diline sürter tek tek üzerlerini çizip 'Palas Apartmanı'nı düzeltir (!) Piii... şöyle bir uzaklaştırıp kafasını hafifçe yana eğerek bakar gülümser Yannn... Koo... Sırıtışı Gordostol'u uydu fotoğraflarında altunî bir meneviş içine alır sabahları.'