Türkiye'de çok partili hayata geçiş sürecinin en önemli yılları 1946-1947'dir. Çok partili hayata geçişte iç ve dış faktörler İnönü'nün süreçteki başat rolüyle birlikte değerlendirilmelidir. Fakat İnönü'nün çok partili hayata yön veren istek ve arzuları bazı iç ve dış faktörler tarafından şekillendirildi.
Demokrat Parti (DP) 'danışıklılık' nitelemesine hak verdirecek biçimde kurulduysa da daha sonra olaylar çok partili süreçten geri dönülmesine olanak vermeyecek biçimde gelişmiştir. DP'nin belediye seçimlerini boykot etmesi kuruluş aşamasında iktidar partisinden gördüğü hoşgörüyü azaltmış ve DP'nin umulanın üzerinde bir örgütlenme başarısı göstermesi ise iktidar partisinin tutumunu sertleştirmiştir. İki parti arasındaki gerginliğin doruğa çıkması üzerine İnönü arabuluculuğa soyunmuştur. Cumhurbaşkanı İnönü tarihe '12 Temmuz Beyannamesi' olarak geçen bildirisiyle muhalefetin de iktidar partisinin koşullarında çalışacağı güvencesini vermiş ve çok partili hayatın süregenliğini sağlamıştır.