Edebiyat toplum için yararlı olmalı; hem bireyi hem de toplumu geliştirebilmelidir. Yazarın yapıtı ile topluma ileti gönderen edebi-estetik üreten bir özne olarak toplumsal tarihsel ödev ve sorumluluklarının bilincinde olması gerekir. Jean Paul Sarte "Edebiyat Nedir?" adlı yapıtında: "Yazarın topluma kendi imgesini gösterdiğini toplumu ya bu imgeyi benimseye ya da kendini değiştirmeye çağırdığını bu biçimde toplumun bilincini rahatsız eden yazarın toplumda bozmak istediği dengeyi korumaya çalışan güçlerle sürekli çatışma halinde olduğunu bir kitabın halkın kendini tanımasına yardımcı olabileceğini" belirtmektedir. Bu bağlamda yazarın özgün bir siyasi duruşu vardır ve olmalıdır.
Edebi-estetik yapıtlar üreten kişi toplumun bir üyesi olmanın yanısıra kendisi olduğunun bilinciyle de yazmalıdır. Bu hassas bir dengedir. Salt toplumun öne çıkartılması nasıl faşizm Nazizim ve Stalinizm gibi totaliter siyasi dizgelere yol açıyorsa salt bireyin öne çıkartılması da liberal bir kaosa neden olabilmektedir. Buna göre yazarın kurgusal olan ve olmayan yapıtlarında kendi özgün siyasi duruşu bağlamında kültürel ve sanatsal öncelikli estetik-politik bir denge oluşturması gereklidir. "Edebiyat ve Yorum" bu yaklaşım çerçevesinde Abdullah Şevki'nin çok sayıdaki edebiyat ve felsefe dergilerinde yayımlanmış deneme inceleme ve eleştiri yazılarını derleyen içeriğiyle aynı yazarın daha önce yayımlanan "Şiir ve Yorum" ve "Sivil Yazılar" kitaplarıyla bütünlük oluşturarak genel anlamda yazarın düşünsel yapısını siyasi ve edebi duruşunu dengeli biçimde yansıtmak bakımından iyi bir örnek oluşturmaktadır.