ağzında pembe bir gülle yaşıyordu
onyedisinde ya vardı ya yok
onsekizkırk vapurunda ya vardım ya yok
sırdı desem değil
oturduğu tabureye değdim
ayaklarımı koydum ayaklarının yerine
ne kadar gerçek gördüm
ne bilirdim uzun sürmeyecek
gördüğüm
kördüğüm
ördüğüm