Başbakanlık Eski Müsteşarı Yaşar YAZICIOĞLU Türk devlet ve milletinin yaşamakta olduğu bütün tehlike ve tehditleri millî güvenlik merkezli bir bakış açısıyla ele almış ve yurdun çeşitli bölgelerinde yakın tarihlerde halkla bunları paylaşmıştır. Kendisine bu anlamda gelen olumlu tepkiler ve büyük ilgi doğrultusunda fırsat bulup halkla paylaştıkları kadar paylaşamadıklarını da bir şekilde kamuoyuna duyurmak istemiştir. İşte Milli Güvenlik Notları bu doğrultuda hazırlanmıştır. Umarız ki ülkemiz ve milletimiz için katma değer getirecek bir eser olur.
Coğrafya ve siyasi sosyolojik olaylar güvenlik meselesinin devletler tarafından çözmesi gereken önemli bir sorun olduğu fikrini dayatır. Yani her ülke bu alanda millî bir politika geliştirmek zorundadır. Türkiye'de güvenlik meselesi ülkemizin bulunduğu coğrafya ve çevremizde gerçekleşen olaylar nedeniyle dünyanın pek çok ülkesinden daha önemli bir sorundur. Türkiye'nin komşuları sorunlu coğrafyalara yakınlığı sahip olduğu zenginlikler gelişen potansiyeli insan kaynakları tarihi olgular gibi nedenler Türkiye'nin milli güvenlik noktasındaki hassasiyete dünyanın pek çok ülkesinden daha çok önem vermesini gerektirmektedir. Bunun yanında Türk milletinin geçmişinden getirdiği devlet aklı ve birikimin de milli güvenliğe bakışın ayrı bir önemde olmasını sağlamaktadır.
Türk Milleti İkinci Viyana Kuşatması'ndan 1922'deki Sakarya Meydan Muharebesine kadar savunma harbi yapmak mecburiyetinde kalmıştır. Misak-ı Millî sınırları dâhilinde kurulan Türkiye Cumhuriyeti Türk'ün son kalesi olduğu gibi kurulduğu dönemde bağımsızlık sahibi olan tek Müslüman devletini de temsil etmekteydi. Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün dehası ve gayretleri Türkiye'yi bugüne kadar pek çok tehlikeden korumuştur. Ancak günümüze gelindiğinde egemen güçler yeni yöntem ve stratejilerle geçmişte de olduğu gibi Türk ve İslam coğrafyasını işgal etmeyi hedeflemektedirler. Üstelik bu defa işleri daha kolaydır Savaş yöntemleri daha tehlikeli... Silahları ise; sözde Demokrasi Özgürlük ve Kutsallık'dır.