Saddam'dan Hitler'den Napoleon'dan önce Büyük Hun İmparatoru Attila vardı. Doğumu uluslararası bir sarsıntı yaratan Attila beşinci yüzyılda Avrupa'yı kan gölüne çeviren ortalığı kasıp kavuran barbar lider olarak bilinir. Bütün bu vahşi barbarlığına rağmen hayatına basit bir burun kanaması son vermiştir. En azından olay tarih kayıtlarına bu şekilde geçmiştir. On beş yüzyıldan fazla bir süredir Attila'nın karışıklık ve şiddet içeren oldukça can sıkıcı ölüm hikâyesi günümüze kadar gelmiştir. Fakat hikâyeler her zaman doğru değildir.
Attila'nın hayatı ve efsaneleriyle tanınan ünlü filolog ve yazar Michael A. Babcock Attila'nın Ölüm Gecesi adlı eseriyle muhteşem bir çıkış yapmıştır: "Tanrının Belası yaşadığı gibi öldü; cinayete kurban gitti."
Dilbilimini tarih ve metin analizlerini dikkatli bir şekilde kullanarak Babcock cinayet davasını yürüten usta bir avukat gibi inandırıcı kanıtlarını gözler önüne seriyor. Attila'nın en büyük rakibi Doğu Roma İmparatoru Marcian tarafından yürütülen cinayet komplosunun aydınlatılmasını sağlayan olaylar zincirinin kanıtlarını arka arkaya ortaya koyarken okuyucuyu da jüri koltuğuna oturtuyor.
Bu sürükleyici kitapta Babcock sadece eski bir cinayet sırrını çözmekle kalmamış aynı zamanda tarihin karanlığına gömülmüş sayfalarını yeniden gün ışığına çıkarmıştır.
Hun İmparatoru Attila'nın hayatı ve ölümüyle ilgili meydana getirdiği tarihsel ve efsanevi eseriyle tanınan Michael A. Babcock Virginia Lynchburg'daki Liberty Üniversitesi'nde insani bilimlerde yardımcı profesördür. Minnesota Üniversitesi Alman Filolojisi'nde doktora ve Kuzey Carolina Üniversitesi'nde yaratıcı yazın alanında yüksek lisans yapmıştır.