Tek dünyalılara bir sözümüz olamaz... Sözümüz her iki cihanda da mutluluğu yakalama iddasında olanlardır. İdda sahibi olmak güzel ancak onu hayata taşımak daha bir güzeldir. Bunun yegane yolu ise "denge"li bir hayat sürmektir.
Hiç kuşkusuz insanlığın tarihi dengeyi bozmak isteyenlerle dengeyi korumak isteyenler arasındaki mücadelenin adıdır... Yani "Tevhid" ve "Tağut" mücadelesi...
İslam hayat görüşünde; dünya iman ve amel ahiret ise hesap ve adelet yurdudur. Dünya ve ahiret "vasıta-gaye" düzleminde görülüp; ne yarıştırılır ne de çalıştırılır. Ahirete rağbet dünya'ya hürmet formülasyonu çerçevesinde aralarında uyum ve ahengin tesisine azami özen gösterilir. Dolayısıyla biz müslümanlar için ne dünya boşlanması gereken değersiz bir "angarya" ne de ahiret emeksiz ve beleşten kazanılan bir piyango "ikramiyesi"dir. Zira dünya da Allah'ın ahiret de Allah'ındır. Biz de Allah'a aitiz ve sonunda yine O'na dödürüleceğiz...