Marksizmin özeleştirisinden ve kendini geliştirmesinden başka bir anlama gelmez. Marksizm Tarihsel Maddeciliğin yani Diyalektik Sosyolojinin kısa adı olduğuna göre Marksizmin özeleştirisi aslında Diyalektik Sosyolojinin kendi gelişiminden başka bir şey değildir. Ve tıpkı Fizik veya Biyolojinin gelişimi gibi bir binayı yıkıp yenisini kurmaz eski kavramları daha geniş bir perspektiften yeniden tanımlar.
Ama bu gelişimin gerçekleşebilmesi için Marksizmin kendisi tahriflerden arınmış bayağılaşmamış bir Marksizm olmalıdır.
Marksizmi geliştirmek aynı zamanda onu içinden çıktığı aydınlanmanın kalıntılarından arındırmak bir bakıma Marksizmi özellikle Markizmin kurucularında yankısına bulan aydınlanma kalıntılarına karşı da savunmaktır.
Dolayısıyla Marksizmi tahrifatlara karşı savunmadan ve Marksizm öncesinin kalıntılarından arındırmadan geliştirmek; geliştirmeden de savunmak mümkün olamaz. Bu nedenle birinci cildi bulunan üç ciltlik kitabın adı: Marksizmi Savunmak ve Geliştirmek'tir.
Demir Küçükaydın on yıl hapis ve çeyrek yüzyıllık sürgünlüğün sağladığı elverişli koşullara; bütün bu dönemin dünyayı sarsan yaşanmış politik tecrübelerine ve otantik Marksizmi belli alanlarda derinleştirip geliştirmiş geleneklere (Hikmet Kıvılcımlı Batı Marksizmi ve Troçkist geleneğin katkıları) dayanarak bir başlangıç yapıyor.
Savunma arındırma ve geliştirme aynı zamanda tarihin ve çağımızın en can alıcı sorunları olan Din ve Ulus kavram ve teorileri alanında gerçekleşiyor. Ulus ve Din teorisi aynı zamanda bir Marksist üstyapılar teorisini şekillendiriyor.
Böylece en soyut ve karmaşık gibi görünen metodolojik teorik sorunlar ile insanlığın karşısında bulunduğu en can alıcı politik programatik ve stratejik sorunlar arasındaki kopukluk aşılıyor ve Praksis yani teorik pratik yeniden kuruluyor.
Bu nedenle bu kitap teorik ve metodolojik olduğu ölçüde sosyalist hareketin programatik stratejik ve örgütsel sorunlarına somut cevaplar ve önerilerdir.