Türkiye tarihinde ilk kez sosyal demokrat bir başbakan "Padişah Vahdettin hain değildi." diyerek tepki toplarken; tam aksine ilk kez islamcı bir yazar da "Vahdettin haindi!" demişti.
Tarih en belirsiz olanıdır çünkü her gün yeniden yazılır.' Her siyasi mücadelenin tarafları ''tarihi'' kendi haklılıklarını rakiplerinin tarihin genel gidişine göre ''sapkınlığını'' kanıtlamak için yeni-den yazmaya çabalarlar. Bu çaba bir hege-monya projesinin desteklenmesine bir diğerinin de zemininin çürütülmesine hizmet eder.
Tarihin tartışmalı padişahlarından biri olan Sultan Vahdettin kendi döneminde vaziyeti kurtar-manın durumu idare etmenin ve saltanatı koru-manın; devlet yönetiminin temelini teşkil ettiğini elinden gelen her şeyi yaptığını şu sözleri ile ifa-de ediyor;
"Karşınızda köklerinden koparılmış bir girdapla sahile fırlatılıp atılmış bir kazazede var. Ben bu kargaşa içerisinde önümde daha ne kadar yol kaldığından habersizim ve bu işin neticesini de sadece Allah biliyor. Ne yapabiliriz ki? Kader bu konuda düşündüğümden farklı bir yol çizdi. Ben dindar bir insanım. Vazifemi çok karmaşık bir dönemde bir insanın yapabileceği en iyi biçimde tamamladığıma bütün yüreğimle ve kat'iyetle inanıyorum.