Doksan sekiz yaşındaki Nathalie Sarraute bu kitabında sözcükleri konuşturuyor hem de bir sahne düzeni içinde. 'Bu dramlardan her birinin kahramanı sözcüklerdir; alabildiğine başına buyruk canlı varlıklar.' Böyle buyuruyor yazar bu kitabı için. Okurken bir tiyatroda gibiyiz. 'Gerçekdışı'ların salgınına 'sesdüşmeleri'nin saldırısına 'verilmiş söz'ün tutsağı olmuş sözcüklere 'görüşürüz'ün 'günaydın' tarafından kurtarılışına sondaki bir 'sessiz harf'in öldürülüşüne tanık oluyor sözcüklerin bizden habersiz çalıştığı düşüncelerimizden önce geldiği kendi aralarında tartıştıkları kimi zaman mutlu oldukları kimi zamansa hiç istemeden biraraya geldikleri ve genellikle hiç hoşlanmadıkları halde basmakalıp içtenliksiz sıradan anlatımlar oluşturmaya başı sonu belirsiz gevezeliklere katlanmaya zorlandıkları için düpedüz acı çektikleri kaygısına kapılıyoruz. Bir söz büyücüsü gibi işliyor kitabını Nathalie Sarraute ve bu ilerlemiş yaşında bile pırıl pırıl çalışan zihnine bir kez daha hayran bırakıyor okuru.