İslam dini ideolojik oluşumunun başından beri "içeride" ve "dışarıya karşı" birlik konusunda ısrar etmiştir. Yine de sosyolojik gerçekler hicretin ilk yarım yüzyılından beri İslam toplumunda birbirinden farklı cemaatlerin varolduğunu gösteriyor. Bu eser İslam toplumunda cemaatlerin ilk teşekkül aşamalarına ışık tutmayı hedefliyor.
İslam toplumunda siyasi-dini (fırkalar) mesleki (esnaf) ve özel karakterli halk cemaatlerinin (ehl-I zimmet) varlığı bir realitedir. Bu çalışmanın gerekçesi söz konusu cemaatlerin daha sonra Darü'l-İslam adı verilen kuşatıcı ve birleşik bir toplum oluşturmasıdır. Hedefi ise İslam toplumunun tarihi sosyolojisini inceleyerek birlik düşünce ve pratiğinin külli ilkelerle nasıl diyalog kurduğunu ortaya koymaktır.