Osmanlı Devleti'nin zayıf ayıp dağılma sürecine girmesiyle beraber İslâm coğrafyasının trajik parçalanma ve savaşlar tarihi başlamış oldu. Çağdaş medeni(!) Batı dünyasının daha önceleri siyah Afrika kıtasında ve kızılderili Amerika kıtasında sahnelediği işgal ve vahşet senaryoları şimdi bu coğrafyanın vazgeçilmezidir artık. Stratejik tarihi özellikleri ve yer altı zenginlikleriyle azgın Batı'nın iştahını kabartan İslâm coğrafyası'nda işgaller dönemi 1800'lerin başlarında önce Mısır'ın sonra da Cezayir'in Fransızlar tarafından gasp edilmesiyle başlamıştır.
Cezayir Bağımsızlık Savaşı'nın Anatomisi adlı bu eserinde Frantz Fanon İslâm coğrafyasında işgalci vahşi Batı'ya karşı ortaya konulan bağımsızlık savaşlarında son derece önemli bir yeri olan acıklı ve bir o kadar da destansı Cezayir Kurtuluş Savaşı'nı felaket yıllarıyla diriliş ve direnişiyle bir milyona yakın şehidiyle ulaşılan zaferi çarpıcı örneklerle tahlil eder. FLN hareketinin liderlerinin halkı nasıl da organize edip canlandırdığını sö-mürgeciliğe işbirlikçiliğe karşı nasıl da ayaklandırdıklarını ve bağımsızlığa taşıdıklarını gözler önüne serer.
Bu kitap hangi dinden hangi bölgeden hangi milletten olursa olsun 21. yüzyıl insanlarına şunu haykırmaktadır:
Bugün İslâm coğrafyasında Irak'ta Filistin'de Afganistan'da vs.'deki Batı sömürgeciliğinin kan dökücü ve fesatçı aktörleri bu coğrafyanın iman ve diriliş-direniş potansiyeli karşısında dün Anadolu'da Pakistan'da Libya'da Sudan'da Bosna'da Lübnan'da olduğu gibi bugün de mutlaka mağlup olacaktır!...