Eğitim bir toplumun temel değerlerini korur ve yayar. Fakat insan tabiatı ve insanoğlunun kaderi konusunda anlaşılır bir kavrama sahip değilse bir toplumda aynı zamanda bir karışıklık kaynağı da olabilir. Müslüman ülkelerin fikri ve maddi ilerleme uğruna ya isteyerek kabul ettiği ya da kabullenmek zorunda bırakıldığı batılı liberal eğitim günümüzde amaç ve hedeflerini oldukça şaşırmıştır. Bu karışıklık batı toplumundaki yerleşik bir değer eksikliğini yansıtır. Eğer İslam toplumu kendi temel değerlerinin ve kültürünün aşınmasını engellemek ve müstakbel ilimadamlarını beyinlerinin laik kavramlarla yıkanmasından kurtarmak isterse islami eğitimin amaç ve hedeflerini modern hayatın şatlarına göre yeniden şekillendirmeli ve belirtmelidir. Aynı zamanda üstün yaratık Allah'ın yeryüzündeki vekili olarak temel insan kavramını yeniden vurgulamalı ve aşağıdakilerin nasıl gerçekleştirileceğini göstermelidir: Bilginin yeni baştan sınıflandırılması müfredatın yeniden planlanması ders kitaplarının ve iyi eğitimli öğretmenlerin yetiştirilmesi. Bu kitap Batı eğitim sistemlerinin samimiyetsizliğini eleştirel bir açıdan inceliyor ve modern hayat ve düşüncede İslami değerlerin hakimiyetine olan ihtiyacı vurguluyor. Bunun yanında laik batılı eğitim sistemlerini kabul etmelerinden dolayı keşmekeşliğe yol açan bazı İslam ülkelerini tahlil ediyor ve eğitimin ana hedefini insan kişiliğinin dengeli gelişimi şeklindeki İslami ideal olarak sunuyor.