Bir gün vardı bir saat vardı bir an vardı hikâyemiz de.
Bir şey olmuştu da ben bir yere çarpmıştım.
Yoksa sen mi bana çarpmıştın?
Yoksa bana kamyon mu çarpmıştı?
Hatırlayamadım!
Zaten ayrıntıları önemli değil bu anlattıklarımın önemli olan tek şey sonu bu paragrafın.
Yerde yatıyordum bir an. Tenimde bir yara açılmıştı kocaman. Kesilmiş miydi ne bir yerim? Belki çok kullanılmış ve sonra sokağa atılmış bir jiletin tam üstüne düşmüştüm! Sıcaktı daha yaram. O yüzden anlayamadım. Tenimden kemiğime oradan da iliğime doğru hızla ilerliyordu içime doğru neyse bana olan. Kanım akıyordu buz gibi bir taşa kan kaybediyordum. Gözlerine baktım bir an.
Hani tam gözlerimi kapatmadan önceki son an.
Sen beni ölmeye bıraktın..!