Mütareke yıllarında babası Yunanlılar tarafından casus diye yakalanan Mebrure'nin İstanbul'a kaçışı ve kendini Şişli'deki bir köşkte akrabaları arasında bulduktan sonra yaşadıklarının öyküsü Sözde Kızlar'da bir toplumun yaşadığı ahlaki bunalımın can çekişleriyle şekilleniyor. Peyami Safa'nın farklı yaşam tarzlarını farklı kültürleri ince ayrıntılarla anlatmadaki ustalığı iyi ve kötü kavramlarının keskin çizgisiyle belirleniyor. İyiliğin saflığın simgesi Mebrure'nin karşısında kurnazlığın dalavereciliğin kötülüğün temsilcileri Nevin behiç Belma...
Bir dönemin toplumsal tablosu her dönemde kendine bir yer bulup 'bugünkü' bir fotoğrafın içinden yansıyabilir mi? Peyami Safa'nın eserleri bu soruyu koşulsuz bir 'evet'le karşılıyor.
Şehirler yaşam tarzları görüşler ne kadar değişse de semtlere işleyen ruh insanın zayıflıkları beklentileri yanılgıları hep aynı kalıyor!