İşte böyle Filistin hesabına dört başı mamur bir fırsat İngilizlerle olan dostluk bağları haleldar olmasın diye Arap hükümdarlarıyla bazı ümeranın insafına terkedilmiş oldu. Savaş resmen durdurulmuştu. Fakat herkes silahını muhafaza ediyordu. İngiltere Kraliyetini temsil edecek heyetin seçimiyle meşgul oladursun ortaya yeni bir tez atıldı. Araplarla Yahudilerden müteşekkil müstakil bir Filistin Kraliyeti kurmak. Bu işe Emir Şerif Abdullah Bin El Hüseyin talipti. Baş namzet Hanedan-ı Al-I Osman'dan Şehzade Mahmud Şevket Efendi idi. O sıralarda Kahire'de ikamet eden bu genç şehzade harice çıkan hanedan azası arasında en zekisi ve en hareketlisi idi. Bu teklife de bu kere Büyük Müftü rıza göstermedi.
Halbuki gayri tabii bir surette parçalanma neticesi siyasi tenakuzlara maruz kalan Arap Alemi aslolan istikrarına kavuşuncaya kadar Filistin'i istiladan kurtarmak için İngilizleri uzaklaştıracak ve mevcud etnik muvazeneyi koruyacak böyle bir teklifi reddetmemek lazımdı. Kim ne derse desin o sıralarda Avrupa'da inkişaf etmekte olan nazizmden Yahudilerin endişeli olmamaları ihtimali yoktu. Yine bu arada Filistinlilerin gösterdikleri savaş kabiliyeti muhakkak ki onların derin derin düşündürdü. Bunun için ilk defa gerçeği kabullenmeye rıza gösteriyorlardı. Bence bu teklif bir İngiliz-Yahudi düşüncesi mahsulüydü. Nitekim reddi müteakib Kraliyet Heyetinin aynı teklifi hem daha kötü ve hem de daha kaba bir şekilde sahneye koydukları görüldü.