Metinlerini varoluş ve yokoluş üzerine kurarak varoluşçuluğu taşraya taşımasıyla özgünlük kazanan sade dilinden yükselen müzikle giderek hayatı yazıya yazıyı ise büyülü bir hayata benzeten bir yazar...
Yazma serüvenini "hayatı kelime kelime genişletmek" olarak adlandıran Hasan Ali Toptaş metinlerini birer senfoniye de dönüştürerek dışarıyla içerinin görünenle iç dünyanın gerçeklişle rüyaların somutla soyutun çarpışmasından doğan tekinsiz bir atmosfere çağırıyor okurunu. Tam bir yazı ustalığıyla Türkçenin imkânlarını sonuna kadar zorlayarak edebiyatın büyülü dünyasına kapılar açarak...
"İnsan ne denli çaba gösterirse göstersin ve kaçınılmazlığına ne denli inanırsa inansın ayrılığa hiçbir zaman hazırlanamıyor çünkü. Hazırım dediği anda bile içinde ele geçiremediği bir nokta kalıyor sürekli; ayrılığa alıştıramayacağı sızlanışlarını durduramayacağı bir nokta kalıyor. Acıyı yüklenip çoğaltacak bir nokta..."
Sonsuzluğa Nokta'yı bir "kara" romana çeviren kendine özgü dehşetini yaratan ne kazadır ne sakatlanma ne ölüm; 21. yüzyıl arifesindeki insanlık trajedisini kimliksizliğini dile getirmesidir.
Erendiz Atasü