Sait Faik Hikâye Armağanı'nı kazanan Parasız Yatılı'yı 1972'de Kuşatma 1973'te Benim Sinemalarım izledi. Peş peşe çıkan bu üç kitaptaki öykü dünyasının özgünlüğü diriliği iç tutarlılığı bütünlüğü kendi kendini yetiştirmiş bir yazar olan Füruzan'ın yaratıcı gücünün yanı sıra ön hazırlığının sağlamlığını da koyuyordu ortaya. Eleştirmenlerce yapılan "Füruzan olayı" nitelemesi "öyküye saygınlık kazandırdı" saptaması Gecenin Öteki Yüzü (1982) ve Sevda Dolu Bir Yaz (1999) başlıklı kitaplarında yer alan öykülerle de doğrulandı.
Füruzan öykülerinin bu denli sevilmesinin kitaplarının yayımlandıkları tarihlerden bugünlere kadar pek çok baskı yapmasının nedenlerinden biri de sahicilik duygusunu çok güçlü bir biçimde yaratabilme başarısıdır. Sinemasal anlatım kullandığı çokça söylenmiştir ama burada söz konusu olan yalnızca onun gibi has edebiyatçıların gerçekleştirebildiği edebiyata özgü görselliktir. Sayısız ayrıntıyla örer öykülerini. Her ayrıntı işlevseldir: Renkler ışıklar kokular sesler biçimler... Öykü kişilerinden her birinin kendine özgü dili kullandığı sözcükler o sözcükleri kullanış biçimleri susuşları duruşları... Bu seçki onun dünyasına açılan kapıyı aralıyor.
Yaz geldi. Sabah halam gidince evde ekmek varsa alıyorum zeytinle çıkıyorum. Yazın çok seviniyorum sokağa çıkınca. Hep bir şeyler oluyor. Yiyecek olmazsa evde bu bahçenin arkasında karavanaları boşalttıkları yerler var. Onların içinden çok iyi yiyecekler bulunur. Ama ben zeytinle ekmeğe bayılırım. Yaz geldi artık canım sıkılmaz. Hem ben buraları bilirim. Aç kalmam. Sen yabancısın. Buraya kaç vapur gelir gider bilir misin? Bilmezsin. O kadar kolay mı?